27 Kasım 2011 Pazar

16 Kasım 2011 Çarşamba

Kim seni anlayabilir?

Kim seni gerçekten anlayabilir şu dünyada? Hiç kimse

Senin kullandığın sözcükler, yalnızca karşındakinin anlamak istedikleri olarak şekilleniyor onun beyninde, hatta belki başka sözcükler duyuyor, okuyor.

Şu hayatta yanımda duran bir dostum var benim, beni dinliyor, beni gerçekten anlayabilmek için düşünüyor ve daha açıklayıcı olmam için sorular soruyor. Ondan başkasında görmedim ben bu "anlamaya çalışma" özenini, göremem de sanırım.

Çok eleştirdiğim hâlde ben bile gösteremiyorum bu çabayı. Sık sık kendimi sorguluyorum bu aralar, önyargılarımı. Sevgiyi sorguluyorum bazen, aşkı, saygıyı, ahlakı. Neden diyorum, neden? Bir bakışı sorguluyorum, gülüşü, sıcaklığı ve aynı zamanda soğukluğu. İnsanları kategorilere ayırıyorum çoğu zaman, karşıma o kategorilere uymayan bir insan mı çıktı; hemen kulaklarımı açıp onu dinliyorum, biraz dinledikten sonra ona göre de bir kategori buluyorum tabii. Kimse beni şaşırtmıyor bir süre sonra, hep aynı terane.
İnsanlara olan ilgimi kaybediyorum, hayata olan ilgimi kaybediyorum, en kötüsü; kendime olan ilgimi kaybediyorum.

"Birçok insan düşündüğünü sanır, aslında yaptıkları sadece önyargılarını yeniden düzenlemektir." (William James)